üstüme gelmeyin kafam karışık.

evde altı yaşında okuma yazmayı yeni öğrenen bir çocuk olduğunu düşünün. ''kumbara'' kelimesini ''kkkummmmmbbaarrrrııııaaaa'' diye okuyan bir çocuktan bahsediyorum. günlerden bir gün, ödevini yapmaya çalışan bu çocuk, defterine yazması gereken cümlelerden birinde geçen ''sever'' kelimesindeki ''v'' harfinin neye benzediğini hatırlayamaz ve ablasına sorar. ablası hatırlaması için sözlü olarak her türlü kodlamayı yapar ancak yine de hatırlamasına yardımcı olamadığını görünce çareyi yazmakta bulur. ablasının en sonunda kağıda yazdığı ''v'' harfini gören çocuk ise: ''hıı, AVON'un V'si mi.. tamam hatırladımm!!'' deyip odadan çıkar.

-ablasının yoğun bakımda olduğu ve son 24 saattir durumunda herhangi bir değişiklik olmadığı öğrenildi.

dın dın dın dın dın

...
hepsini bir kenara bırakalım şimdi,
okul bittiğinde çalışmak için başvuracağım işyerlerinde, işverenler tarafından hakkımda yapılacak ufak çaplı bir araştırma sonrasında, tüm bu kepazeliklerimin bir bir ortaya çıkması halinde ne halt yiyeceğimi düşünmeden edemiyorum.

'ortalık çok kötü.'

pasifize

bugünlerde hiçbir işe yaramıyorum sevgili 142 izleyici. (aranızdan sadece 10kişinin falan burayı okuduğunu bilmiyor muyum sanıyosunuz lan?)
işe yaramak istediğimi söylemiyorum, pasif olmayı zaman zaman iş haline getirdiğimden bahsediyorum:
..yemek hazır diyorlar, yemeye gidiyorum,
balkona çıkıyorum, uçak geçiyor; dünya batıdan doğuya doğru döndüğünden, uçakla batıya gitmek doğuya gitmekten daha kısa sürüyor diye düşünüyorum.
duvarlara bakıyorum,
sigara içiyorum,
gelen mesajlar'ımı siliyorum,
zuma deluxe
oynuyorum ve ilk hakkımı hep level 2-3te kaybediyorum,
falan diyorum,
filan yapıyorum vs vs..
..
..

sonuç olarak ya dinginlikten ya da dingillikten yakında öleceğim.

böyle şeyler.

i: yarın okula gelcen mi
g: bilemiyorummmm..
i: niye gelmiyosun olum
g: gelesim yok.
i: gel lan, beni oraya getirtme
g: bilmiyorum BAKARIZ.
i: zaten kimse gelmiyor okula bir bizim oğlanlar, onların da yarısı.
g: bizim ne işimiz var okulda ibrahim
i: OKUYORUZ BİZ FARKINDAYSAN

adam haklı.

biz burada çok eğleniyoruz sinyorita

dün dışarıda içtiğim sıcak çikolataya farklı bişey koymadılarsa, dünden bu yana delirdiğim söylenebilir. yanaklarımın bir süre sonra ağrımaya başlaması dışında bu durumdan memnun olduğum da söylenebilir.
ayrıca söylemeden edemeyeceğim; halimi gören ve çok gülünce mutlaka kötü bir şey olacağına inanan anneannem, bu inancını korumaya devam ederek beni daha da çok güldürüyor.
bunların dışında anneannemin, ışığın sonunda tünel gören insanlardan olduğunu söylemeye hiç gerek duymadığımı da söylemek istiyorum.
..
şarkıyı dinleyip çıldırmanız dileğiyle, esen kalın.

çanlar benim için çalıyor.

kafamın -bu sıralar- fazla rahat olmasıyla ilgili konuşacağım şimdi.

evimizin örüp örüp kullanmadığım atkı, bere, giymediğim kazak vs. ile dolup taşması annemi tedirgin ediyor, biliyorum. dün yine ip alırken, ''ne öreceksiniz?'' diye soran ipçi amcaya bir süre havaya baktıktan sonra ''bilmiyorum'' diye cevap verdiğim an, tedirgin olmakta haklı olabileceği gerçeği beynimi 2sn içinde cıva kıvamına getirse de;

AKLIMIN İPLERİNİ SALDIM GENÇLER.

..perde mi örsem diyorum bu sefer, belki bıkarım.

kız haklı.

bu aralar biraz hamileyim.

öğlen saat 2 gibi uyanıp akşama doğru 5-6 gibi yataktan çıkışımın tek sebebi artık bişeyler yemem gerektiğine olan inancım, bu beni üzmüyor, sadece yoruyor.
3saat boyunca soliter falan oynuyorum yatağımda, kitap okuyorum ve yine uyuyup yine uyanıyorum.
başım dönüyor sürekli, kalktığımda sendeleyip oraya buraya çarpınca kafan mı güzel gibi vıcık vıcık esprilere maruz kalışımdan bahsetmiyorum bile.
şimdi saat sabahın 4ü, hiçlikten başım dönüyor yine. birazdan yatacağım ve siz bunları okurken ben çok uzaklarda olacağım.
rüyalarım uzaklarda oluyor çünkü.
çok uzaklarda.
uyandığımdaysa, olamaz uyandım diye çığlık atacağım yine.
..
şimdi uyumalıyım
ve sanırım,
yarın kendime yapacak daha iyi işler bulmalıyım.

oww weeeer ken may beybii biiii

eddie vedder - when i leave this world

sevdiğim adamları da toplayıp,
bu şarkıya şöyle; ''yuvarlak farları olan, radyosunda bu şarkının çaldığı, eski ve üstü açık'' arabalı ve bol güneş gözlüklü bir klip çekeceğim.
göreceksiniz,
hepimiz çok kuğl olacağız.

azıcık samimi olun lan, azıcık.

aynı okulda olmamız sebebiyle tanıdığım ve aramızdaki arkadaşlık ilişkisinin -sadece- birbirimizde telefon numaralarımızın olmasından ibaret olduğunu bildiğim bir arkadaşımın ''kutlamıcamı sandın dimi!'' diyerek bayramın 3. günü bayramımı kutladığını belirten bir toplu mesaj atması beni çok mutlu etti.
çünkü 3 gündür neden kutlamadı diye düşünmekten içim içimi yiyordu sürekli; bana süpriz hazırladığını nerden bileyim!..
neyseki sonunda kutladı. şimdi çok daha iyiyim.
öyle ki mesajı aldığımdan beri evde bir bayram havası..
*
onun dışında,
babamın halasının gelinin -benden bir yaş küçük olmasına rağmen yana yana koca arayan- kız kardeşiyle aynı ortamda, bir araya gelmemize neden olan bayramlar çok tuhaf oluyor.
yoksa bayram severim. hala teyze dede dayı babanne falan. sonra sarma, baklava..
...
bir bayram daha, zorla nasıl akrabalık ilişkisi devam ettirilir onu gördük.
mutlu ve esen kalın.

Power to the people, we don't want it.

''I'm the hero of the story don't need be saved''

birisinin bunun böyle olduğunu anlaması lazım sanırım.

ama ondan önce, sandığı gibi olmadığımın farkına varması için kendimi paralamayacağımı bilmesi gerekiyor.

kimseye uzun uzun çünkü bu böyle diye açıklama yapacak değilim.

hakkımda kimin ne düşündüğüyle ilgilenmiyorum. kimin mutlu kimin mutsuz olduğuyla da ilgilenmiyorum. çünkü böyle şeylerle ilgilenmekten daha iyi işlerim var. dahası herkesin kendine göre mutsuzluğu ve mutluluğuyla bütün bir hayatı var..

bunu böyle kabul edemeyenler ve neden kabul edemediğini sorduğumda cevap veremeyenler için kapılar yaptım. isteyen herkes dilediği zaman çekip gidebilir; saçlarımı uzunken çok seviyor olmama rağmen geçen sene onları kısacık kesebilmiş olmam gibi,
her şey istemenize bağlı.

*

korktuğumu iddia ederken korktuğundan bahsettiğini biliyorum, kimse endişelenmesin.

''itsss oll-raaaaaayt itss oll-raayytt..''

bkz: ikizler burcu olmak

nette dolanırken ne kadar kararlısınız? diye bir test gördüm geçen,
EVET BENCE DE ÖYLE TESTLER FALAN ÇOK SALAK. ama kararsızlık benim için böyle, nasıl desem lan.. hassasım işte bu konuda,
kimi kandırıyoruz.

neyse işte başladım,
sonucunu tabiki biliyorum ama hani bir umut dedim,
belki.
yani.
ne bileyim..

sonra şey oldu,
..her soruda hangi seçeneği seçsem diye iki saat düşündüğümü farkettim ve dedim ki:

KARARLILIK SENİN NEYİNE SÜRTÜK?

kült ablası

g: ..tarkan yüzünden bilmem kaç yaşıma kadar türkçede ''lübelam'' diye bir sözcük var sandım lan. ''PÜSKÜL LÜBELAM''
s: kült ablası
s: benimki buydu.
g: ...
saçlarımla duvarın renk uyumundan bahsediyorduk,
günler gidiyor diyordun sen en son..

hüptürük

az önce düşündüm de, bugün namaza giden amcalara cuma namazında başarılar dediğimde ciddiye alınmamamın sebebi, bunu söylerken bir yandan da hüptrik yiyiyor oluşum olabilir.

bu beni biraz üzdü.

susam lıçıbık.

peki ya sabahtan beri yediğim tek şeyin beş tane susamlı çubuk kraker olduğunu, annemin -aç mısın? diye sormasıyla farketmiş olmam ve yine de kendimi aç hissetmemem..
...
sanırım tanrı sonunda belamı veriyor.

(evet yerken saydım,
5 taneydi.)

hiç eğlenceli değil

beypazarı kurusu kilo aldırmıyormuş. sanırım her şey beypazarı kurusunun çok kuru olmasıyla alakalı..

uff uydurdum lan.
beypazarı kurusunun canı cehenneme.
çok sıkılıyorum.

..çünkü hala kırmızı kurşun kalem kullanan ve boş zamanlarında örgü ören bir insanım.
bugün insanlara tahammül edemeyişimin en alt sınırı neymiş onu öğrendik çocuklar.

-birazdan, hukukçu ayakkabılarımı da giyip gezeceğim buralarda. akıllı olun.

blog başlığımı değiştirdim evet

şu parmaklarımızdaki varla yok arası tüycükler, çakmakla yakılan ocaklarda biz ocağı yakmak için çabalarken tutuşmaktan başka ne işe yarıyor lan?

..X ışınının 115.yılını kutladığımız şu nadide günde insan böyle şeyleri düşünmeden edemiyor.
bugünkü borçlar hukuku çalışmamı, 3 günde toplam 6 sınava girişim ve dün gece 23:00'dan beri hiç uyumayışımla beraber sayın doçent doktor fadıl yıldırım'a armağan ediyorum.

saygılar.

darling

agathe & fine - green grass

''don't say good bye to me
describe the sky to me..''

şarkıyı söylerken her bir kelimesinde bir insan öldürüyorduk; şarkının sözlerinin uzun olması ise tamamen tom waits'in suçuydu.