buralara uğramayalı aylar olmuş diyerek, geleceğimin beni tenhada kıstırdığı şu güzel günlerin hatrına bir kaç kelam etmeye geldim çocuklar. hayatımın mantıksal çözümü olmayan problemlerden farkı olmadığı o güzel dönemlerden birindeyiz ve ben "ne istediğimi bilseydim ne yapacağımı da bilirdim" dolaylarında enfes pastalar pişirmeye devam ediyorum. aslına bakarsanız, bu artık o kadar da mühim bişey değil lan. çünkü baktığınız zaman, ne istediğini ve ne yapması gerektiğini bilen biri olarak 22 yılı devirmişim ve bir bok olmamış. hal böyle olunca, sorumluluk kelimesini duyduğum an ortamdan sıvışıp, varsın bu sefer de böyle olsun diye çığlıklar atarak, kader denilen arkadaşın kollarına atar olmuşum şimdilerde kendimi. farkındalık ne güzel şey. ben ki, benliğinden bir haber, aklının esiri olmuş bir kadınım, daha bu sabah andımızı okudum:
"aklını da, seni de sikeyim gülşah."
:*