hani

hani böyle akşam 10 sularında kalabalık bi sokaktan yürürsün, sanki beyninin içi pamukla doluymuş gibi, bomboş düşüncelerle, huphuzurlu..
her adım atışında, kulağına gelen o muhteşem melodiye biraz daha yaklaştığını hissedersin hani,
merak eder, adımlarını hızlandırırsın..
köşeyi dönünce görürsün ki; genç bir adam, adını bile bilmediğin bi müzik aletiyle o güzel sesleri çıkartıyo olur ve sen dans etmek istersin.
istemsiz olarak ellerini şıplatarak tuttuğun ritmle; gelir tam önünde durursun hani gözlerin kapalı,
sonra gözlerini açar açmaz müziğin sahibi güzel insanla gözgöze gelir, bir anda müziği unutup ''ohaağğğ'' dersin hani içinden..
biraz önce dans etmeyi düşünen sen değilmişsin gibi öylece kalakalırsın yerinde.
hani sonra o, içten içten gülümser; sende eşlik edersin..
sonra da sanki gitmen gerekiyormuş gibi ayaklarına söz geçiremezken, biraz gittikten sonra tekrar dönüp bakarsın,
ve o güzel insan da hala, gülümseyerek, sana bakıyo olur ya hani...
işte aynen öyle oldu bugün.

niye durmaya devam etmedim ki; evlenebilirdik oysa... sokaklarda müzik yapıp dans edebilirdik.

Hiç yorum yok: