kütüphane sesi

kütüphane sesi diye bişey var duydunuz mu hiç?
feci geriyo beni:
koca bi salon dolusu insan; sanırsın NASA'da falan çalışıyoruz da birazdan füze fırlatıcaz(!), salondaki masa lambalarının dötte üçü yanıyo, kağıtlar ordan oraya uçuşuyo falan ama ÇIT ÇIKMIYO anasını satiim!!
başımı kaldırıp da vaziyetle her yüzleştiğimde bi kahkaha patlatıp gereksiz ne varsa bağır çağır söylemek istiyorum kütüphane ahalisine. (bknz: ''hep beraber koşarak japonya'ya gitmemiz gerek. hissediyorum ve çok sık hissetmem böyle, o yüzden hemen şimdi çıkıp gitmeliyiz burdan'' misal.)

bunalımdayım değil mi. evet evet..
dimi yoksa nasıl yicem o kadar browniyi ardarda? (?) akıl yok mantık yok.
koli koli çikolata alsanıza bana..
kendimi hiç iyi hissetmiyorum.
bugün gülerken tepinmedim bile o kadar ciddi yani durum.


edit: geçen gün sabahtan akşama kadar kütüphanedeydik, akşama kadar birsürü insan gitti geldi gitti geldi.. biz berivanla hep ordaydık, sonra akşam olduğunda berivan dedi ki bakıp bakıp kütüphanedekilere ''hayat da bu kütüphane gibi işte birileri gidiyo farklı hikayelerle, birileri geliyo..''
ağladım azıcık..

Hiç yorum yok: